Karnıyarık, en yakın dostları pilav ve cacıkla birlikte

Karnıyarık, hemen hemen hepimizin evinde pişen ve yanında pilav ve cacığı olmazsa eksik kalan Türk mutfağının en sevdiğimiz yemeklerinden. Çocukluğumdan beri annemin yaptığı karnıyarığa bayılırım. Aslı kızartılarak hazırlanan bu çok lezzetli yemeğin daha sağlıklı olması ve pişmanlık duymadan yiyebilmek için uzun süredir fırında hazırlıyorum. Patlıcanları kızartılarak hazırlanan klasik bir karnıyarık gibi, şöyle çatalımızla bastırdığımıza yağları taşan bir karnıyarık değil ama ilk yediğim karnıyarık bu olsaydı asla vazgeçmeyeceğim bir yemek olmaya devam ederdi. Eğer fırında karnıyarığı hiç denemediyseniz bir kez de bu şekilde denemenizi öneriyorum.

Pirinç pilavsız sofraya gelmemeye direnen karnıyarığı, temiz beslenme prensibine uygun olması için bulgur pilavı, karnabahar pilavı,  ve cacıkla da severek tüketebilirsiniz.

Servise hazırlanan karnıyarık

Hazırlanışı

  Kamera arkasında, en sevdiği yemekleri sabırla bekleyen, blogger annenin muzip kızı

Orjinal ismi, Rum Baba ya da Baba au Rhum olan ve ülkemizde Şambaba, Rum Baba ya da Rom Baba adıyla bilinen ve genelde şerbetine rom ilavesi eklenmeden hazırlanan bu tatlı bizim için bir Kadıköy klasiğidir. Kadıköy ile  ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim. :) Elbette ilgisi yok ama eşimle her Kadıköy’e gittiğimizde çarşı içindeki Beyaz Fırına uğrayıp ayak üstü bir bardak çay eşliğinde bu minik tatlılarla keyif yaparız. Bu kez Kadıköy’e kadar gitmeden evde aynı keyfi yapmak için hazırladığım tatlıları eşim de çok beğenince blogda yer almasını istedim.

Ben rom kullanmadan hazırladım ama seviyorsanız şerbetinin içerisine rom ya da rom aroması eklemek size kalmış. Bu arada bu tatlının diğer bir versiyonu olan Savarin’de aynı mantıkla hazırlanıyor ancak daha büyük ve genelde halka şeklindeki kalıplarla. Kek kalıbıyla yapılan tariflerine de rastladım araştırırken. Şam baba tatlısı için de özel kalıplar gerekiyor ancak ben elimin altında olanlarla idare ettim ve mini donut kalıplarımı kullandım. Siz de denemek isterseniz elinizin altında bulunan minik kalıplardan faydalanabilirsiniz ya da Savarin tarzı olması için delikli  kek kalıbınızı kullanabilirsiniz. Şerbetini kendi damak tadıma göre hazırladığım ve şerbetini çok çektirmediğim için iç baymayan hafif bir tatlı hazırladım. Siz damak zevkinize göre şerbetin şeker miktarıyla oynayabilirsiniz.

Bu arada bu tarifle ilgili araştırma yaparken, sıklıkla başvurduğum kitaplarımdan biri olan  Larousse Gastronomique’e göz attım bu tatlıyla ilgili. Oradan edindiğim bilgiye göre Savarin, 1844 yıllarında ünlü Fransız pasta şefi Julien Brothers tarafından icat edilen ,babka ( baba) hamuruyla hazırlanıp, büyükçe bir halka şeklinde pişirilen ve romlu bir şurupla ıslatılarak taze meyveler ve çırpılmış krem şantiyle servis edilen bir tatlı. 

Tarif, http://auxdelicesdesgourmets.blogspot.com.tr bloğundan uyarlanmıştır.

Afiyet olsun.

Türk yemeklerini çok sevmekle birlikte soframda ve blog paylaşımlarımda dünya mutfağından lezzetlere sıklıkla yer vermeye çalışıyorum. Farklı kültürleri tanımanın ve kültür aktarımlarının başlıca yollarından birinin mutfaktan geçtiğine inanıyorum. Bu nedenledir ki özellikle  Osmanlı mutfağının tarihçesine ve tariflerine dair yemek kitapları özel ilgi alanıma giriyor. Hatta bu konuya  ilgi duyanlar için böyle bir paylaşım yapıp, sizlerden gelecek kitap tavsiyelerini de öğrenmek isterim.

Dünya mutfaklarına olan merakımdan söz açmışken, özellikle Orta Doğu mutfaklarından Lübnan mutfağına ilgim büyük. Ege, Akdeniz ve Arap mutfağının etkileriyle,lezzet anlayışıma son derece hitap eden çok kültürlü ve zengin bir mutfağa sahip Lübnan tıpkı Türk mutfağı gibi. Ramazan ayı içerisinde de Lübnan mutfağından lezzetlere yer vereceğim blogda. Bugün Levant mutfağının *başlıca mezelerinden olan babagannuş ile bir başlangıç yapalım. Ülkemizde Hatay ve çevresinde közlenmiş domates, biber ve patlıcanla hazırlanan Babagannuş Lübnan mutfağında patlıcan ve tahinle hazırlanıyor, yoğurt ilave edilen tarifleri de mevcut.

*Levant Mutfağı: Levant mutfağı, Levant ya da "Büyük Suriye" bölgesinin geleneksel mutfağıdır. Bu bölgede Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanan gelenekler paylaşılmaktadır; bu gelenekler günümüzde bile etkili bir hâldedirler. Suriye, Lübnan, İsrail, Ürdün, Kuzey Irak, Türkiye'nin Güneydoğu kısımları ve Filistin'i kapsar. ( kaynak: wikipedia)

Hafifliği ve besleyiciliğiyle Ramazan sofralarına çok yakışan közlenmiş patlıcan ve tahinle hazırladığım Babagannuş tarifini denemek isterseniz buyrun tarife.

(Tarif thelemonbowl.com dan uyarlanmıştır.)

Baklava yufkasıyla neler yapabileceğimi düşünürken geçen sene rastlamıştım bu tartın fotoğrafına Pinterest’te ve öyle hoşuma gitmişti ki hemen kaydetmiştim. Bir türlü denemeye fırsat bulamamışken geçenlerde aklıma geldi ve iftar için hazırladım. Açıkçası ilk kez denediğim tarifleri paylaşmak adetim olmasa da hikayeler’de paylaşınca tarifini isteyen dostlar için yazdım tarifi. Ben orjinal tarifi hem malzeme hem de hazırlanış bakımından birebir uygulamadım, ufak bir takım değişiklikler yaptım. Baklava yufkasıyla hazırlanan farklı bir tarif olması açısından fikir verebilir diye düşünüyorum sizlere de.Tarifi incelerken hem orjinalini hem de benim değiştirdiğim kısımları okuyabilirsiniz, dikkatinizi çekmesi açısından değişiklik yaptığım kısımların altını çizdim.
Sevgi ve afiyetle,

Orjinal tarifte aşağıda belirtmiş olduğum otlar ve miktarları var.
Ben elimin altında neler varsa onları kullanmayı tercih ederek dereotu, nane ve maydanoz karışımı kullandım. Ölçüleri de tarifte belirtildiğinden bir miktar daha  fazla tercih ettim. Damak tadınıza göre iç harcı hazırlayabilirsiniz.

Aynı çatı altında bir çilek, bir de çikolatalı kek fanatiği varsa blogda bol bol çilekli çikolatalı tarifler göreceğiniz kesin. Tariflerini deneyip oldukça memnun kaldığım İtalyan bir yemek bloğundan uyarladım bu keki www.tavolartegusto.it/.
Instagram’da gördüğüm an denemeyi kafama koyduğum bu nefis çikolatalı keki mutlaka denemelisiniz, pişman olmayacağınıza emin olabilirsiniz.

Orjinal ismi “La Torta Tenerina” olan ve  İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesinden Ferrara şehrine ait bu meşhur çikolatalı kekin özelliği, kremamsı ve yumuşak bir çikolata lezzetine sahip orta kısmının aksine kırılgan ve hafif kıtır bir üst katmanın olması.  Unsuz kek sayılabilecek kadar az una sahip ve çikolatadan zengin. Bu nedenle bu kadar kremamsı bir orta katmana sahip. Çay ya da kahve yanına çok yakışacağı gibi yemek sonrası bir tatlı olarak da servis edilebilir nitelikte. 

Malzemelerinin evde her an elinizin altında bulunacak türden olması ve pratik sayılabilecek tarifiyle rahatlıkla hazırlayabileceğiniz bu kekin tek önemli noktası pişirme süresi bence. Hem tarifte hem de notlar kısmında belirttiğim gibi kontrollü bir biçimde pişirdiğinizde ağzınızda eriyen çikolata ve çileğin aşka dönüştürdüğü bu keke bayılacaksınız benden söylemesi.

Sultani bezelye baharın en narin ve en kısa ömürlü sebzelerindedir ve mevsimi geldiğinde mutlaka soframda yer vermeye çalışırım. Uzak doğu yemeklerinde çok tercih edilen ve çok çabucak pişen çıtır lezzetiyle wok tavada hazırlanan sotelere (stir fry ) çok yakışan bir sebze. Çok sevdiğim ismi gibi sultanlara yakışacak cinsten sultani bezelyenin, genelde zeytinyağlısı hazırlanıyor ülkemizde. Neredeyse çiğ bile yenecek kadar narin bu sebzeyi çok pişirip öldürmek o güzelim rengini soldurmaya kıyamadığım için çok az haşlayıp buzlu suya attıktan sonra (blanching işlemi) sotelemek ilk tercihim. Genelde etle yaptığım sotelere eklediğim sultani bezelyeyi bu kez sadece sebzelerle hazırladım ve laf aramızda etlisinden daha çok sevdim. Yasemin pilavının o kendine has müthiş kokusu eşliğinde, susam yağıyla sotelenen ve susam ve fıstıklarla taçlanan sultanların bezelyesini denemek isterseniz buyrun tarife.